Ofis İçi Zaman Yönetimi

3 Ekim 2011 Pazartesi 0 yorum

Günaydın,
Hayat çalışana zor vallahi. Sevgili ilgi bekler, müdür rapor bekler, anne baba ilgi ister hürmet ister yerli yersiz telefon bekler. Gün içinde hangisini ne zaman yapacağız bunu hiç düşünen yok. Herkes birşeyler bekliyor evet ama peki zaten ufacık zaman aralıklarına sıkışmış durumda yaşıyorken üstümüze düşen bunca görevi nasıl layıkıyla (çok seviyorum bu kelimeyi)yerine getirebiliriz?
Daha çok zamana ihtiyacımız var tabiki. Malesef durdurabildiğimiz bir şey değil bu zaman denen nane. O halde yapılacak tek şey kalıyor geriye. Zamanı verimli kullanmak.
Bu yazıda sevgili okurlar çalışan insanın hayatındaki zaman darlığı sorununa çözüm getirmeye çalışacağız. Umuyorum ki sona geldiğinizde neler yaparak kendinize zaman yaratabileceğinizi anlamış olacaksınız.
Öncelikle bu zamanı verimli kullanma durumu ise üç hususa bağlı onları açıklamakla başlayalım.
1-Stratejik davranmak.
2-Otomatiğe bağlamak.
3-Hızlı olmak.
Uygulaması yazılması kadar kolay değil tabi. Hem de hiç değil.
Stratejik davranmakla nedir onunla başlayalım. Bu aslında pek çok mental yeteneğimizi bir arada kullanarak iş akışını mümkün mertebe en uygun sıra içine sokmaktır. Aslında en önemli nokta budur bundan sonra bu yaptığınız sıralamayı bir refleks bir istemsiz kas hareketi haline getirmeli ve otomatiğe bağlamalısınız. Bu iki madde üzeride yeterince uzmanlaşırsanız geriye sadece hızlı olmak kalır. Bu da açıkçası pratik yaparak kazanılacak bir özelliktir.
Ayrıca bilinmelidir ki ofis içi zaman yönetimi, aslında iki kısımdan meydana gelir, ilk basamak kendinizi bu üç özellikle mümkün mertebe hızlandırmak ikinci basamaksa çevreyi yavaşlatmaktır. Diyebiliriz ki bu iki basamağa gerçekten hakim olan kişi zamanın efendisi olur.
Biraz açarsam daha bunları çok iyi anlayacaksınız. Kendi hayatımdan örnek vereyim.
Bizim ofisteki su kaynatıcıların(kettle) Allah belasını vermiş durumda. Yani nasıl desem üç kaşık suyu onbeş dakikada kaynatıyorlar. Ola ki acil bir işiniz var ama canınızda çay kahve çekti. Vah halinize. Mümkünü yok o işi yetiştiremezsiniz.
Bizim ofiste iki giriş var biri mutfak tarafında diğeri operasyon departmanı tarafında benim masam operasyon kısmına daha yakın ama ben her sabah mutfak tarafından giriyorum. Neden? çünkü böylesi daha stratejik. Bu kısımdan ofise girdiğim gibi hiç üstümü başımı çıkarmadan hemen mutfağa yöneliyorum. Su kaynatıcının içindeki suyu tek bir fincan kalıncaya kadar boşaltıyor düğmesine basıp bundan sonra masama yöneliyorum. Aynı şekilde bilgisayarın düğmesine de bastıktan sonra ancak vestiyere gidebiliyorum. Her ne kadar basit gibi görünsede operasyonel verimliliği çok yüksek bir hareket bu. Bu şekilde,hem suyum kaynadığında bilgisayarım açılmış oluyor. Hem de boş su kaynatıcıyla yüzleşen diğer ofis arkadaşlarım zaman kaybediyor. (Yapacak bir şey yok, iş hayatı bu olur böyle şeyler.) Ayrıca unutmayın eğer yeterince hızlı değilseniz ya da daha da fazla hıza zamana ihtiyacınız varsa en iyi yol diğerlerini yavaşlatmaktır.(kulağınıza küpe olsun bu)
Yani henüz sabah saatleri itibariyle bile ofisteki her kesten bir adım önde olmuş oluyorum. Görüldüğü üzere zaman lehime işliyor. Bu durumu arkadaşlarıma ufak çelme atmalar, lafa tutmalar şeklinde daha da arttırıyor diğerlerini yavaşlatıyor ve kendimi akışta daha da ön sıralara taşıyorum. Ancak bir tek bunlar yetmez, stratejik davranmak yukarıda dediğim gibi otomatiğe bağlanması gereken bir durumdur. Bu sebeple, insanlara mani olan, bu pislik tavrı ofis içi her an uygulamanız gerekir. Fotokopi ve printer cihazlarının kullanıldığı anlar da bu iş için mükemmel yerlerdir. Şahsen her fotokopi çekişimden sonra makinelerin fişini çekiyorum, varsın benden sonra gelen uğraşsın dursun çalışmıyor diye. Bu sayede diğerlerinden en azından bir buçuk iki dakika daha önde oluyorum. Tuvalette de aynı şekilde onursuz davranışlarımı devam ettiriyorum. Tuvaletim olsun olmasın her yarım saatte bir yüzümü yıkama bahanesiyle gidiyor iki ruloyu klozeti tıkamak için kullanıyorum. Yine bu şekilde hatrı sayılır zaman kazandığımı söylemeliyim.
Yani görüyorsunuz aslında herşey bizim kontrolümüzde eğer zamanı verimli kullanma konusunda yeterince ustalaşır ofis içi adilikte şerefsizlikte rakip tanımaz hale gelirseniz inanın bolca boş zamanınız olcaktır.
Bu boş boş zamanlarda ne yapacağınızsa tamamen size kalmış, ister sevgilinizi arayın hasret giderin ister annenizi arayıp onu ne kadar özlediğiniz yalanını söyleyin, isterseniz blog yazınızı yazın.
Aklınızdan çıkarmayın kısıtlı zaman diye bir şey yoktur.
Zaman yaratamayanlar vardır.
Yeri gelmişken unutmadan söyliyeyim, yarın hayvanları koruma günü, gidin kedinize ciğer, tavuk, balık falan alın.(yarın büyük marketlerde yarı fiyatına tüm ürünler) Sevinsin fukaralar.
Bugünlük bu kadar yetiştirmem gereken raporlar var
Kendinize iyi bakın, görüşmek üzere.

0 yorum:

 

©Copyright 2011 Taboo | TNB